19 Ocak 2013 Cumartesi

Boş yaşıyoruz/yaşamak zorunda bırakılıyoruz

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba ! Aslında bloğa ne yazı yazasım ne içime dökesim var ama şirinem şirincem beni tekrar buralarda görmek istiyormuş /aslına bakarsanız o kadar boş zamanım varmış onun boş zamanı olsa neler yazarmış işim neymiş hadiymiş göreyimmiş :P / :)) Madem geri dönüş yapıyorum sildiğim yazılarım anısına bir dakikalık saygı duruşu , yazık oldu onlara... :((

Gelelim konumuza ...

Günlerdir aklımı kurcalayan çok derin bir konu var yerinde saymak ... Yerinde saymak , kendini geliştirmemek şöyle ki ;
Doğuyoruz.. önceleri ailemizin desteği ile onların yönetimiyle hareket ediyoruz , psikolojik bir çok çalışmaya göre 2-3 yaşında başlayan kimlik gelişimine rağmen bence hiçbir davranış bilinçli değil ... Sonraları bizim ayaklarımız üzerinde durmamızı bekliyorlar bir kimlik oluşturmamızı ancak şöyle bir sorun var ki ne ile ? Çocuk geleceği için kalıplaşmış o derslere mi çalışmalı yoksa hangi düşüncenin,görüşün ona mantıklı geldiğini mi bulmalı ... Belki gerçekten sistemi eleştirmek bunları konuşmak hiçbir yere götürmeyecek ne beni ne okuyan sizleri ama yazmamda sorun yok sanırım :))

Ben ilkokula başladığımdan beri sayısalcı olacağım , sayısal bir bölüme gideceğim gerçeği ile büyüdüm ... Şimdi sokakta o gülerek izlediğimiz videolarda ki gibi birisi beni çevirse ve en basit örneğinden 1. genelkurmay başkanımızın kim olduğunu sorsa ve ben bunu bilemezsem** bu benim ayıbım mıdır ? Öğretmenlerimin mi ? Ailemin mi ? Yoksa eğitim öğretim belirtilerini sunanların mı ?
Veyahutta bilgi yarışmalarına katılanların bilemediği genel kültür konularında ayıplamak nedendir ? Çocuk Türkiye derecesi yapmıştır sayılı üniversitelerde okumaktadır ve o basit sorunun cevabını bilmemektedir .. Komik mi ? HAYIR! Ona hiç böyle bir şey öğretilmedi bulunduğu zamana kadar iyi bir matematik yeteneği , iyi bir problem çözme , biyolojiyi ezberleme kimyayı yorumlama ile gelebilmiştir ve üniversitede de derslerinin bununla hiç alakası yoktur ... Sınavlarla boğuşmadan kurtuldukça da kendine vakit ayırmaktadır .. Peki söyleyin bana nerede 1. genelkurmayımız? O eserin kime ait olduğu , o aktörün hangi filmde oynadığı ?

İşte burada başta söylediğim , yakındığım yere gelmek istiyorum .. Yerimizde sayıyoruz ; sınavlarda belki buradan da çıkar buradan da diye beynimizi dolduruyor dolduruyor ve sonunda rahatladığımız da artık öğrenmek istemiyoruz ... Ya da son öğrenme gücümüzü sevdiğimiz şeyler doğrultusunda kullanıyoruz . Kimimiz için siyaset kimimiz için tarih , kimimiz için müzik , sinema , edebiyat hep bir eksik hep bir havada kalıyor ...

Söylediklerim aslında söylemek istediklerimin küçük bir parçası aslında ... Öncelik kendimden ve sizden isteğim doğduğumuz boş levhayı sonsuz bilgi ile doldurmak .. Öğrenmenin sonu yok , o yüzden hep inanırım yeni insanlar tanımak dünyanın en güzel şeyidir çünkü :

Bende bir yumurta var. Sende bir yumurta var. Eğer, sen bana bir yumurta verirsen, ben sana bir yumurta verirsem, yine sende bir yumurta Bende bir yumurta olur. Şayet, sende bir bilgi var. Bende bir bilgi var. Ben sana bir bilgi verirsem, sen bana bir bilgi verirsen, sende iki bilgi, Bende iki bilgi olur.


Özellikle de birine aşık olursan , birinden hoşlanırsan ... İçinde ikinci bir kişi büyüyecektir . onun ilgi alanları , sevdiği şeyler yapmaktan hoşlandıkları... ;)




Asla her şeyi bildiğini sanma. Gerçekten çok bilgili olsan da, kendi kendine “ben cahilim’’ diyebilecek cesaretin daima olmalı. (İvan Pavlov)

Sizde de bu cesaret olsun lütfen çünkü Muhakkak! eksik olduğunuz bir yer vardır . Eğer ben tamım diyorsanız acı bir şekilde kanıtlamaktan gurur duyarım ;))

** Sorunun cevabını tabi ki biliyorum :D







2 yorum:

  1. Hahaha bak ne de güzel yapmışım dön buralara demekle. Güzzelim yazı olmuş, duygularıma tercüman olmuş resmen!
    Ellerine sağlık unnim... ^^

    YanıtlaSil
  2. Seni ve sitemlerimizi düşünerek yazdım ;) Teşekkür ederim ^^

    YanıtlaSil